دسته بندی:

chjan

Contents

{Al-i İmran Suresi İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi|Kırklar Dizisi 40 HİKMET,DERS,HADİS,BAHİS,KAVRAM,KAVRAM 6 KİTAP TAKIM , KOLEKTİF İkinci El Kitap #2962309000204|Sufi Kitap}

{Abdülhamid adına bir üniversiteyaptırmaya başlamışlardır. Bu Hoca Efendi’ye bundan sonra Çin’li Hoca denilmiştir. İstanbul başta olmak üzere Anadolu’nun çeşitli yerlerinde,Kazan’dan Komor Adaları’na, Mısır’dan Medine’ye Çin’den Afrika’ya kadar olangeniş bir saha içerisinde ismini, ilmini, tarikatını ve tasavvufî düşüncelerinihalîfeleri devam ettirmiştir. On sekiz yıl boyunca, oruç tutulması haram olan günler dışında kigünleri oruç tuttular.|Gerçi onu fani bir dünyada kurulmuş fani bir devletin ‘beka’sına deva bulmak için istimale yeltenenler; Türkiye sınırlarına mal edenler, Osmanlı tarihine tevdi edenler.. Buna rağmen, o, Avustralya’dan Kanada’ya, Malezya’dan Fas’a uzanan bir coğrafyaya; kısacası insana, dolayısıyla her bir insana hitap eden bir istidat taşıdığını belgeliyor. Keza, ‘tahkikî iman’ üzerindeki vurgusu, dogmatik ve taassup yüklü bir tavrı kesinkes dışlamaktadır. Yine tahkikî iman üzerindeki vurgusudur ki, âfâkî tefekkür alanı olarak kâinata, enfüsî tefekkür alanı olarak insanın iç dünyasına uzanan yoğun bir dikkati beslemektedir. Bu sorgulamalar, kimi Arapça, kimi Farsça, kimi Türkçe bir dizi eserin önsözü olur. Bu eserlerden anlaşıldığı üzere, dünyanın her yönüyle ona güldüğü; para, makam, şan ve şöhret noktasında önünün açıldığı böylesi bir vasatta, o, dünyanın gülümseyen bu aldatıcı yüzünün gerisindeki fânilik gerçeğini görecektir.|Hatta senelerdir Risale okuyan pek çok insanın katıldığı derslerde bile sebeblerin tesiri olmadığı konusu işlenirken kalblerde zihinlerde maalesef makes bulamayabiliyor. Bu kat’i hadise gibi, aynı günlerde Bediüzzaman Hazretleri, Şâfiî fıkıh usûlü hakkında “Cem’ü’l- Cevâmî” kitabının tamamını bir hafta zarfında ezberine alarak hocası Molla Fethullah Efendi’ye takdim etmiş, Molla Fethullah bunun üzerine kitabın kapağına Arapça قد جمع جمع الجوامع جميعه فى حفظه فى جمعة diye yazmıştır. Yani, “Cem’ü’l-Cevâmî” kitabının tamamını bir haftada hıfzına aldı.” Bu hadiseler ve daha sonra doksan kita­bın metinlerini ezberlediğini ve benzeri hadiselerin tamamı şeksiz ve mübalağasız vuku’ bulmuş olduğuna şahitler, deliller pek çoktur. İşte ey, feraset, basiret ve dirayetini koruyan Müs­lümanlar! Siz Hazret-i Üstad’ın şu çok muğlak ve mu­ammalı bir din tılsımı olan meseleyi hal ve fasleden ifadesinde, Tekin Ahmet’in tahrif ve iftiralı şekilde id­dia ettiği gibi bir şey hissettiniz mi? Yani bu şahsın id­dia ettiği gibi, “Üstad hâlihazır Batı dünyasını ve Hristiyanlık âlemini kısmen imanlı kabul ediyor” diye bir şeyin kokusu bile olsun duydunuz mu?}

{Bu Dünya Hangimizin – Abdurrahim Karakoç|Cehl-i mürekkep ile hakikatı tersinden alarak tahrif edip değerlendirmelerinin ALTINCI ÖRNEĞİ:|Edep sen ne güzel şeysin!}

an example

{Gümüşhânevî hazretleri onların döndüklerinigörünce, gidin, buyurdu. Talebeler bir şey diyemeyip tekrar geriye yolakoyuldular. Bir müddet gittikten sonra parasızlık sebebiyle dönmek istediler.Üç defa bu durum tekrarlandı. Dördüncüsünde yolda giderken karşılarına bir zâtçıktı. Bu işte imtihan edildiklerini anladılar ve hoca sözü ve emridinleyen kimsenin hiçbir işinde üzüntü ve sıkıntı çekmediğine ve işlerininkolay olduğuna yakînen inandılar. Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî hazretleri bir talebesinin evinemisafir olmuştu.|Hakikate mülâki olmak için Risale-i Nur okyanusuna amikâne dalarlar. Nasipleri kadar alır, sonra tekrar be tekrar okumaya, müzâkereye ve nasiplenmeye devam ederler. Yirmi Yedinci Mektubu bilistinsah Huzur-u Ekremiye takdim ediyorum. Fakat takdir ve hitabe-i fâzılânelerine lâyık olmayan bu abd-i pür kusur ve âciz hakkında, şu mektûbâtın mukaddemesinde kemâl-i hararetle ve pek müşfikane mütaleat ve ulvi beyânat serdiyle, müşfik bir vâlideden daha eşfak bir Üstad-ı bînazîr ve mesîl bulunduğunuz, her zamanki ma’ruzatımı isbata bâriz bir delildir. Yorgunluk vesâir rahatsızlıklar, yazdığım şeylerde kusur ve müşevveşiyete sebebiyet veriyor.|Ama direk falanca yayınevi baskısı Kasta­monu Lâhikası, sahife şu diye koymadığı gibi, izafe ey­lediği yerdeki müellifin metnini, ya da metin­den bir bölümü koymamış, koyamamış. Çünki orada kendisinin iddiasını doğrulayacak hiçbir şey yoktur. Müfteri şahıs, burada, “iftirayı bas, tesir etmezse de iz bırakır” olan şeytan müfsitlerin izini takip etmiştir. Ama “Yalancı­nın mumu yatsıya kadar yanar” darb-ı meseli gibi, Ri­sale-i Nur eserlerinin tamamı piyasada ve her yerde yüz binlerce nüshaları mevcut olduğun­dan, Müslü­manların bakacaklarını ve yalanlı iftirala­rını görecek ve yüzüne tüküreceklerini düşünememiş­tir. Eğer o felâketi gören zalimler ise ve beşerin perişaniyetini ihzar eden gaddarlar ve kendi menfaati için insan âlemine ateş veren hodgâm, alçak insî şeytanlar ise, tam müstehak ve tam adalet-i Rabbaniyedir. O musibet-i semaviyeden ve beşerin zalim kısmının cinayetinin neticesi olarak gelen felâ­ketten vefat eden ve perişan olanlar eğer onbeş yaşına kadar olanlar ise, ne dinde olursa olsun şehid hükmündedir.}

{

    {

  • Hususan ihtiyarlar ve musibetzedeler, fakir ve zaîfler, müstebid bü­yük zalimlerin cebr ü şiddetleri altında musibet çekiyorlar.
  • |}{

  • Nasârâ yani Hristiyanlık ve Yahudiliğin, tahrif ve neshe uğramış bugünkü mevcut haliyle de, İslâm şeri­atı olan fıkhı, onu ateistlerden, Allah’ı kökten inkâr eden, tanımayan müşrik ve putperestlerden farklı ve ayrı tutmuştur.
  • |}

  • Hem ferden ferd�, hem de bir beraberce O�na i�aret etsin, O�nu g�stersin, O�nu bildirsin…
  • Hadis öğretimine önem veren, hadise dair eserler kaleme alanGümüşhânevî, tasavvuf tarihi içinde köklü bir geleneğin sürdürücülerinden biriolmuştur.
  • {

  • Hele ezan-ı Muhammedî’nin kutsi vaziyetine döndürülmesinden sonra, daha muntazam bir şekilde cumayı takip etmiştir.
  • |}

  • Sana Yirmi Altıncı Mektubun dört mebhasını birden gönderdim.

|

  • Hâlidiyye’nin Ziyâiyye kolu’nun pîri ve müessisi olanGümüşhânevî (ks), pek çok eser kaleme alan bir müellif-mutasavvıf olduğu kadar,yüzden fazla kişiye de hilâfet tâcı giydiren bir mürşiddir.
  • Peder ve validelerinize selam ve duâ ederim ve duâlarını isterim.
  • {

  • Batı dünyası ile İslâm dünyası arasında hep gerilimli bir münasebet mevcut olagelmiştir.
  • |}{

  • Cevat Rıfat Atilhan’ın “Masonluğun İç Yüzü” kitabı çıktığı zaman Üstad o kitabı bize aldırdı.
  • |}

  • O günün İstanbul’u, hilafet merkezi olarak, İslâm dünyasının en iyi dimağlarını barındırmaktaydı.
  • {

  • Gayemiz Kur’an-ı Kerim’in hakiki bir tefsiri olan Risale-i Nur’dan istifade etmektir.
  • |}

|

  • Tımarhanedeki doktor sultanı dinlemiş olsa, daha o yaşta çürüyüp gidecekti.
  • Fakat bu kitabın baş ta­rafla­rında 22 ve 23.
  • {

  • Gelen çok hoş, giden daha hoş, ne kadar hoş desem, o kadar hoş.
  • |}{

  • Türkiye sınırları aşarak dünyanın pek çok ülkesine yayılan Risâleler bu gün 70 dünya diline tercüme edilerek tarihi rekora ulaşmış.
  • |}

  • ۱۹۵۰’den sonra ise, muntazaman cumaya gitmiştir.
  • {

  • Eğer verse idi gerek taharriyatta ve gerekse ifadelerine müracaat edilen Milas’lı adamların ifadelerinde tezahür edecekti.
  • |}

}

{Son Eklenenler|“Hazret-i Üstad’ın asker­liğe karşı olduğunu” söylemesidir.|Allah Kulunu Severse}

{Bu nutuk ve makalelerin ve Divan-ı Harb-i Örfi ve Said-i Kürdî eserinin hiç birisinde merhum Sultan II. Abdülhamid Hanın zat-ı şahsiyetine karşı (diğer bazı zatların hü­cumları tarzında) hakaret içeren hiçbir nokta yoktur\. Poker ve blackjack masalarında şansını denemekten çekinme. https://www.casinomhub.link/\. Ama nasihatları vardır, irşadkâr çıkış yolları göster­meleri vardır. Öbür yanda mabeyn paşalarının elle­riyle yapılmış olan hatalı, eğri icraatlarını tenkit etme de vardır. Üstad az üstte nitelik ve sayılarını ver­diğimiz mezkür nutuk ve makalelerinde hiçbir tanesi için pişmanlık duyma diye bir şey söz konusu değildir ve öyle bir şey olmamıştır.|Hâlidiyye’nin Ziyâiyye kolu’nun pîri ve müessisi olanGümüşhânevî (ks), pek çok eser kaleme alan bir müellif-mutasavvıf olduğu kadar,yüzden fazla kişiye de hilâfet tâcı giydiren bir mürşiddir. Son zamanlarında yaşı çok ilerlediği için vücudunda zayıflık hâsılolmuştu. Bir şeye dayanmadan oturamıyor, asasız yürüyemiyordu. Konuşmasını iseancak sohbetlerine müdavim olanlarla, konuşma tarzına alışık olanlaranlayabiliyordu.|‘Kâmûs, her bir kelime kaç ma­naya geldiğini yazıyor. Ben de, Kâmûs’ın aksine olarak her bir manaya kaç kelime müsta’mel olduğuna dâir bir kâmûsı yazmak merakına düştüm, bu heves üzerine hıfzeyledim. Fakat sonra Mısır’da bir cemiyet tarafın­dan öyle bir eser vücuda geldiğini haber aldım. Evet, Nur eserleri bugün dünyanın kırk kadar di­line tercüme edilip yayılmaktadır. İslâm aleminin bü­yük uleması bu eserleri okumaktadır.}

{Evet, nesh, nâsıh, mensuh hadisesi Kur’an’ın kendisinde mevcuttur. Nite­kim Ahmet Tekin dahi cehaletnamesinin 47. Sahifesi­nin dipno­tunda kendi düşüncelerinin zıddına çelişkiye düşerek bazı ayetlerin bazı manalarını istemeyerek yazmak mecburiyetinde kalmıştır. İşte Müfessir-i a’zam Hazret-i Bediüzzaman’ın söy­ledikleri bunlar. O zat-ı âliyü’d-derecât bu nurlu ve nevvar ve Kur’an-ı Hakîm’in i’caz-ı mu’cizini ispat eden cazibedar ve haşmetli ifadelerinden sonra, söyledikleri­nin keskin delillerle ispatı için Kur’andan birçok mi­saller vermek­tedir. O misaller, sahife numarasını ver­diğimiz “Sözler” mecmuasının arasındadır, isteyen ba­kabilir.|Kulluk ve yaradılış gayesinin Cenâb-ı Hakk’ın vahdâniyetine ermekolduğunu ifade eden Gümüşhânevî, kişiyi bu gayeye götüren sebeplerin başındailmi görmektedir. Gerek meşrebi, gerekse tasavvuf ve tarikat anlayışıbakımından ilme ve ilim tahsiline ağırlık verilmesini isteyen Gümüşhânevî’nineserleri, sohbetleri ve talebelerinin hususiyeti de bunu yansıtmaktadır. Gümüşhânevî’nin toplum hayatına, insanlara hizmet etmeye, sosyalfaaliyetlere bu derece önem vermesi, biraz da müntesibi bulunduğu tarikatınhususiyetinden kaynaklanmaktadır.|Hâlbuki Ehl-i tarikatın rekabeti, benim gibi kendini hiç ender hiç bilen ve iddia-i kemâlden şiddetle teberri eden ve medihten nefret edip kaçan ve ehl-i tarikatın duasına kendisini muhtaç bilen, biçare şahsıma karşı rekabet etmek pek manasızdır. Daha bir müddet yakınımda kaldığın için, Allah’a şükür ediyorum. Bence şu dâr-ı dünyada en kıymettar şey, Sıddık bir dosttur. Cenâb-ı Hakk’a yüz bin şükür ediyorum ki; sizler tarik-ı Hakda Sıddıkların çoğalmasına sebebiyet verdiniz. Evvelâ; sizi Nurların neşrinde ve vâizlerin diliyle ders vermenizde ve benim bedelime, benim borcum olan o memleketimde, nurlarla o hemşehrilerime yardım ve imdat etmekte, ruh-u cânımla tebrik edip, bin bârekallah derim. Seyda, sen İhlas Risalesi’nin başına “Laekal (enaz) 15 günde bir defa okunmalı.” yazmışsın.}

{

{Günün Ayet ve Hadisi|Nurun parlak, keskin hüccetlerine karşı gizli şebekeler adına çıkanların humuklu teşvişlerinin BEŞİNCİ ÖRNEĞİ:|Bin Pencereden Ortak Bir Gelecek inşa etmek}

|}

{Acaba bu in­sanların ahirette adalet ve merhamet-i İlâhiyeden hiç­bir nasip­leri olmayacak mıdır?! Şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi olduğundan; elbette rahmetin derece­sinden aşmamak ve Rahmeten-lil-âlemîn Zât’ın (A.S.M.) mertebe-i şefkatinden taşmamak gerek­tir. Eğer aşsa ve taşsa o şefkat, elbette merhamet ve şefkat değildir; belki dalalete ve ilhada sirayet eden bir maraz-ı ruhî ve bir sekam-ı kalbîdir. “Güneş Üflemekle Sönmez” adlı kitabımızın 76-83’ncü sahifeleri arasında detaylı bir şekilde şerh ve hallettiğimizden, burada bu birinci maddeye son veri­yor, tafsilâtı görmek isteyenleri oraya havale ediyoruz.|Lâkin Hristiyanlardan gelip Müslü­man olanlar pek çoktur, milyonlarcadır. Bugün dahi, dünyada Müslüman olanlar günlük yüz kişiden aşağı değildir. Sözgelimi, ‘ekoloji’nin adının bile konulmadığı bir zamanda, 1936 yılında yazdığı bir eserde, Allah’ın bir isminin Kuddüs olduğu belirtilerek, ‘insanın pis eli bulaşmamak şartıyla’ bütün kâinatta görülen temizliğin ve dengenin bu ismin delili olduğu anlatılır. Ve insana da, bu ismin gereğine göre yaşayıp, Kuddüs, yani mutlak anlamda temiz ve pâk olan Yaratıcının bu ismine lâyık bir kulluk sergilemesi istenir. Başka bir eseri ise, insanların DDT’lerle durmaksızın sinek öldürdüğü bir dönemde, ‘sinek’lere ayrılmıştır.|En başta, Allah’ın bir sanatı, eseri ve kâinatın tefsiri olarak Kur’an vardır. Kâinat kitabı ise varlık âleminin kendisidir. Bu büyük kitabı insan en iyi şekilde Kur’an-ı Hakim’in ve Hz. Kur’an varlık âleminin gerçeğini anlatırken, Peygamberimiz (sav) ise en güzel bir öğretmen olarak karşımıza çıkar. İşte o koldan GümüşhânevîHazretleri çalışmasına devam etmiştir ve 114 kadar halife yetiştirmiştirkendisi… Üç sene de Mısır’da kalmıştır. Halifelerini Anadolu’nun her yerine,Kafkasya’ya, Mısır’a ve Ortadoğu’ya yaymıştır.}

{Bediuzzaman, Rabbimizi bize tarif eden 3 külli muarrif var, bunlar “Kainat, Kuran ve Rasulullah (sav) olarak belirtiyor.Tefekkür, insanı Tevhide götürür.Tevhidin üç temel değeri olan kâinat, Kur’an ve Hz. Peygamber arasında önemli bir bağlantı vardır. İnsanın dünya hayatındaki yolculuğunda, tefekkür, yoldaki bütün tehlikeleri, engelleri ortadan kaldırır. Tefekkür, insanı en büyük kulluk mertebesi olan ‘Marifetullah‘a (Allah’ı bilmek, tanımak) ulaştırır. Bu da bütün varlıkların yaratılma sebebi, hikmeti, neticesi ve meyvesidir.|Bu sırada birisi bir sepet taze üzüm getirdi ve ev sahibine;“Bunlar kendi mahsûlümdür ve helâldir. ZiyâüddînEfendi hazretlerine mahsus bir meyvedir.” dedi. Ev sahibi üzümleri alıpZiyâüddîn hazretlerine ikram etti. Ziyâüddîn hazretleri üzümleri görünce;“Bunlar haramdır. Zira bunun bağı yetim malıdır.Fidanlar gasb edilmiştir. Şu üzümler çalınmış olduğunu bana haber vermektedir.”buyurdular.|Vasiyetlerinde “amelleriniz, tahsiliniz ve ahlakınızla âlim olup,insanlara seviyelerine göre hitap ediniz. Âlimlerin zalim ve inatçılarındanolmayınız. Daima müzakere, Hakk ve hakikati izhar için ilminizi vearaştırmalarınızı artırınız.” diyen Gümüşhânevî (ks), bu konudaki hassasiyetinigöstermektedir. Kendisi de ilme ve ilmî araştırmalara büyük önem vermiş,ömrünün yirmi sekiz senesini telif hayatına vakfetmiş nice geceleri uykusuzgeçirip, durup dinlenmeden çalışmıştır.}

بیشتر بخوانید

Text Widget

Nulla vitae elit libero, a pharetra augue. Nulla vitae elit libero, a pharetra augue. Nulla vitae elit libero, a pharetra augue. Donec sed odio dui. Etiam porta sem malesuada.

Our Cases

متن ویجت

تکنولوژی مورد نیاز و کاربردهای متنوع با هدف بهبود ابزارهای کاربردی می باشد.

کیس ها